11 Nisan 2008 Cuma

ATEŞ VE SU
Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardındasevdalanmış onun deli dalgalarına. Hırçın hırçın kayalara vuruşuna,yüreğindeki duruluğa Demiş ki suya:Gel sevdalım ol,Hayatıma anlam veren mucizem ol...Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığaal demiş;Yüreğim sana armağan... Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına...Zamanla su, buhar olmaya,ateş, kül olmaya başlamış.Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı...Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi deyüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su...Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları...Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyuBir gün gelmiş, suya varmış yoluBakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın.
Ve o an anlamış;aşkın bazen gitmek olduğunu.Ama gitmenin yitirmek olmadığını....Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla.
İşte o zamandan beridir ki:Ateş sudan,su ateşden kaçar olmuş..Ateşin yüreğini sadece su, Suyun yüreğiniSadece ateş alır olmuş...

Hiç yorum yok: